3 Kelime 1 Hikaye

Konusu 'Kumanda Merkezi Arşivi' forumundadır ve OĞUZKHAN tarafından 9 Şubat 2016 başlatılmıştır.

Değerli forum kullanıcıları,

Bu forumda aktif olabilmen için öncelikle oyun hesabına giriş yapman gerek, aksi taktirde foruma ulaşamassın. Eğer oyun hesabın yok ise, lütfen kendine yeni bir hesap aç. „Oyun için tıkla“
  1. OĞUZKHAN

    OĞUZKHAN Guest

    Merhaba Değerli Forum Üyeleri;

    jessejames Üyemizin isteği üzerine uygun görülerek bu konuyu açıyoruz. :) Ve teşekkür ediyoruz.


    Amacımız verilecek 3 kelime üzerine kısa bir hikaye oluşturulacak. Verilen kelimelerin mutlaka içinde olması gerekiyor.


    Vereceğim kelimeler ile başlaya biliriz :)

    Han
    Destan
    Ejderha


    Bence herkesin bileceği bir hikaye (Destan) çıkacak :)
     
  2. Uzak diyarlarda kimsenin gitmek istemediği yer olan Kuzey Kutbu'nda penguene benzeyen ejderhalar yaşarmış. Bu penguen ejderhaları uçabilen kısa kanatlı, uzun kuyruklu ve ağzından çok soğuk buz atarmış. Her gece toplanın aralarındaki en yaşlı penguen ejderhanın anlattığı destanları dinlerlermiş. Yaşlı penguen ejderha başlamış destan anlatmaya; "Benim büyük büyük büyük dedemin kardeşinin oğlu bir gün Kuzey Kutbu'ndan uzaklaşıp insanları görmeye gideceğini söylemiş ve düşmüş yollara, günler geçmiş ve bir çöle gelmiş ölmüş insanlar sevinmiş."

    Mutlu SON :D

    Ben hikaye yazmakta iyi değilimdir amaç kendimi eğlendirmek :D
     
    OĞUZKHAN ve 0BLIVI0N bunu beğendi.
  3. Bir gün , Demir Ejderha lakaplı , yaşlı ve acımasız bir ejder parçası ; bir köye musallat olur. Köyü yakıp yıkar ve kalan kısımlardaki kişileri de kendisine itaat etmeye zorlar. Hayatta kalan herkes , Demir Ejder'in gücünü bilmekte ve ona mecburen tapmaktaydı.

    O kişi gelene dek.

    Yolculuk rotası köyden geçen yalnız ve suskun bir nişancı , köyün dikkatini çekti. Nişancı , burada biraz dinlenip yoluna devam edecekti. Ve köyün geriye kalan tek hanına , dinlenmeye gitti.
    Herkes merakla ona bakıyordu ... perdeler aralanıyor , pencereler açılıyor , ve şapkalar kaldırılıyordu. Bu nişancı herkesin ilginç bir şekilde albenisini kazanmış idi. Hana geldiği vakit , 30 gümüş para verip 1 gün kalacağı bir yer ayarladı. Handa herkes , nişancıyı dikizliyordu. Nişancının silahı oldukça ilginçti ... sadece usta demircilerin dövebileceği , içi dairesel kavisli ve dışı saf demir olan bir borusu olan ve meşe ağacından yapılma tahta aksamlara sahip bir uzak mesafe tüfeğiydi. Bu silah oldukça ilginçti ve herkes meraklı gözlerle silaha baktı. Fakat inceleyemeden , Nişancı silahını alıp kapıya yöneldi. Biri ona seslendi ; ``Hey ahbap , silahın pek güzelmiş !`` Nişancı önce sessizliğini korudu. Ardından ; ``Evet ... öyledir.`` deyip kapıya yönelmeye devam ediyordu. Yine aynı kişi seslendi ; ``Buraya pek sık kimseler gelmez ... özellikle savaşçılar. Savaşçısın ... öyle değil mi ?`` Nişancının eskiden yaşadığı anılar kafasından canlandı ... ve hışımla söyledi ; ``Hayır. Ben savaşçı değilim ! ... belki bir zamanlar ... ama artık değil.`` Aynı kişi yine devam etti ; ``Peki madem savaşmak için gelmedin , o garip silah da nesi ?`` Nişancı sakinleşerek ; ``Sadece kendimi korumak için. Bu zamanlarda tehlike bayağı var , sen de bilirsin.`` Seslenen kişi ise artık ağzındaki baklayı çıkarmaya hazırlandı ; ``Bu kasabada pek tehlike yoktur ... bir tane dışında. O da tehlikelerin en büyüğüdür. Adı ''Demir Ejder'' dir. Zırhı kılıç geçirmez , ok işlemezdir. Üstelik , yere sağlamca vurduğu vakit depremler olur , ve o kızgın mavimsi alevi ... dokunduğu çeliği eritir. Biz ondan çok çekeriz. Bizim köyümüz , bir zamanlar köy değildi. Herkesin uğradığı güzel bir kentti. O gelene dek. Alevleri ve pençeleri her yeri yakıp yıktı. Ve sadece , biz kaldık. Küçük bir köy olarak ... Demir Ejder'in nihai hizmetkarları. Bu esareti bitirecek birini uzun zamandır bekliyorduk. Ve o kişi , sensin !`` Nişancı duraksadı ... yolculuğu önemliydi bu yüzden bu ''saçma'' halk hikayeleri ile uğraşmak istemiyordu. ``Güzel hikaye ... ama benim gitmem gereken bir yer var , ve çok acil`` dedi. Fakat bu sefer o kişi hiddetlendi ; ``Bunun bir çocuk masalı mı olduğunu sanıyorsun genç avcı !? Demir Ejder'i görseydin , böyle konuşamazdın. Biz gördük ... ve onu hissettik ! Ve eğer o seni hissettiyse. Ah ... buradan çıkabileceğini sanmıyorum.`` Nişancı hala kararlıydı. Silahını sırtına aldı ve ``Ben yine de 1 gün kalıp döneceğim sanırım. Alás !`` deyip handan çıktı. Fakat bir yandan bu hikaye içini kemirmiyor değildi. Fakat daha beterlerini de görmüştü. Bir ejderha ona ne yapabilirdi ki ? Derken , gökte derin uğultular duydu ... ardından şiddetli rüzgarlar ... ve birden ortaya çıkan uçan bir silüet.

    Bu ... Demir Ejder'di !

    Nişancı hiç olmadığı kadar korktu , ama soğukkanlılığını koruyacaktı. Ve hanın kapısını hışımla açarak geri döndü ...
    ``Sanırım sizin şu uçan sürüngeniniz ortaya çıktı !`` herkes panikledi ... ``DEMİR EJDER ! BU YABANCININ SÖZLERİNE ÇOK KIZDI VE ŞİMDİ ONU ÖLDÜRMEYE GELDİ !`` diyerek ondan uzaklaştılar. Nişancı yardım alamayacağını anladı ama çok geçti. Demir Ejder , hanın çatısını bir pençe darbesiyle söküp atmıştı. Her yer mavimsi alevler içindeydi. Ve Demir Ejder ile Nişancı göz göze geldiler ...

    ``Demek benim arkamdan laga luga yapan soysuz sensin !`` bu ses bayağı yüksek çıkmıştı. Demir Ejder'in öfkelendiği belliydi. Nişancı soğuk kanlı olmak zorundaydı. ``Bana daha çok nişancı demeni tercih ederdim ! ...`` Demir Ejder bir kahkaha attı ... gözlerinden parça parça mavi alevden gözyaşları döküldü. Gözyaşları değdiği yerleri küle çevirdi. ``Çok cesursun genç nişancı ! Ama cesaret seni bu demir pençelerden kurtarmanın yanına bile yaklaşamaz !`` Nişancı gülümsedi. ``Beni kurtaracak olan zaten cesaretim değil , bu elmdeki !`` diyerek silahını gösterdi. Demir Ejder yine güldü ... ama bu sefer o kadar çok güldü ki ara sıra ağzından alevler fışkırdı. ``O küçücük meret ile mi beni vuracaksın ? Beni devasa arbaletler , tokmaklar , ve hatta toplar yere seremedi. O minik şey beni ASLA deviremez. Ooh , ama bunlar ... bu pençelerin bir dirhemi kılıç olsa , seni bol parçalara bölerdi genç nişancı. Pekala ... denemeye hazır mısın !?`` diyerek pençesini savurdu. Nişancı hızla handan çıktı , pençeler hanı yerle bir etmişti artık. Köylüler ise güvenli bir yere çekilip mücadeleyi izledi ... Nişancı yüksek yerlere çıkıp Demir Ejder'den kaçıyordu ama bunu sonsuza dek yapamazdı. Demir Ejder bütün binaları yavaşça yerle bir ediyordu. ``Güzel sözler bir yere kadar he nişancı ?`` diyerek hışımla kanatlandı ve yeri alevle kapladı. Nişancı ortalarda yoktu ... Demir Ejder bir başka rakibini alt etmenin sevinciyle yere inerken , Demir Ejder'in boyun ve kanat bölgesinin aralarında bir şey belirdi. Bu Nişancı idi. Yer alevler ile kaplıyken Nişancı , tüfeğine olta benzeri bir top yerleştirmiş ve Demir Ejder'e atılmıştı. Nişancı , kalabalığın sevinç çığlıkları arasında Demir Ejder'in demirden zırhı bulunmayan ve sadece ejder derisi olan boynuna tırmandı. Demir Ejder şaşkınlık içerisindeydi ... olacakları bilmiyordu. ``Neye seviniyorsunuz !? Yıllarca beklediğiniz ''
    tek'' umudunuzu yok ettim. Artık bana ömür boyu itaat edeceksiniz !`` diye haykırdı. Lakin handaki kişi de ona doğru haykırdı ; ``Hayır , yok edemedin ! Şu anda seni öldürmek üzere. Ve artık sana itaat etmek zorunda değiliz iğrenç yaratık. ŞİMDİ NİŞANCI !`` Ve Demir Ejder aniden olayı anladı ama iş işten geçmişti. Boynunda ateşlemek için hazır beklettiği alev topunun olduğu bölgeye Nişancı tüfeği ile en iyi atışını yaptı. Ve bu atış , Demir Ejder'in boynunu delip geçtiği gibi alev topunun harlaması ve içinde patlaması ile tüm organlarını parçaladı. Demir Ejder yavaşça yere yığıldı , Nişancı ise yere hızla düşmekteydi. Demir Ejder yere düştüğü an , Nişancı da yere çakılmak üzereydi , tam o anda ... kaslı bir takım köylü , onu kavrayıp yere düşmekten kurtardı. Handaki kişi , Nişancıya yaklaştı ; ``Sana yapabileceğini söylemiştim !`` Nişancı ise Demir Ejder'i yenmenin haklı gururunu susarak belirtmeyi tercih etti.

    Ertesi sabah ... Nişancı atını , malzemelerini , ve köyün hediye ettiği erzak ile altınını alıp , köylülerle vedalaşarak yoluna devam etti. Köylüler artık Demir Ejder'den kurtulmuş , ve Nişancı ise hatıra kitabına yazacak yeni bir efsanevi macera yaşamıştı.

    İşte bu ,
    Nişancı ve Demir Ejder adlı destanımızın sonudur. Veya , Nişancının yaşayacağı yeni bir serüvenin başlangıcıdır. Kim bilir ? Bize sadece onun hikayelerini anlatmak düşer artık.

    ------------------------------

    Hikaye tamamen bana aittir bu arada :)
     
    OĞUZKHAN ve 0BLIVI0N bunu beğendi.
  4. OĞUZKHAN

    OĞUZKHAN Guest

    Tamam iyi gidiyoruz daha iyi hikayelerde bekliyorum. :)

    Bu günkü kelimelerimiz ;

    Deli
    Cüce
    Peri

    Kolay gelsin :)
     
  5. ÖMER.E

    ÖMER.E User

    Çok çok uzun zaman önce deli bir peri varmış bu peri cücelerle uğraşırmış sonra bir gün bütün cüceler toplanmış bunun .... o gün bugundür bi daha periler cücelere bulaşmamış mutlu son :D
     
    OĞUZKHAN bunu beğendi.
  6. [​IMG]
    ●»LØØПIξ•TЦПξ$™«● Beğen seçeneği olmadığı için beğenemedim..Burdan beğeniyorum ellerine sağlık +1
     
    Moderatör tarafından en son değiştirilen: 20 Mart 2016
  7. bir gün deli bir adam sarhoşmuş periye demiş benimle evlensene peri demiş git ayyaş cüceelrde periye yardım edip taşla bunu evine kaar kovalamışlar
    deli adam toplamış arkadaşlarını gitmiş o peri buraya gelcek lan demiş.
    tabi peri ve cüce o adamın sarhoş odugundan kendi kendine uydurdugu birşeymiş .
    Arkadşların hepsi işlerini yarıda bırakıp gelmişlerdi birden biri sinirlenip bunu dövmeye başladı digerleri yardım etti . deli dayak yiyince bidaha sarhoş olmadı :) mutlu son :)
     
    OĞUZKHAN bunu beğendi.
  8. Bir Peri hem Cüce hemde deli olunca vay ormandaki yaratıkların başına gelene ..Cüce ve deli peri önceden çok iyi huylu bir periymiş hatta o kadar iyiymişki sindirella ve diğer bilumum masal kahramanlarına yardım ve yataklık etmiş Alemde iyilik perisi olarak tanınırmış fakat yaptığı iyiliklerin kahramanları bu perinin yaptığı iyiliklere ufacık bir teşekkürü çok görmüş çoğu evlenip çoluk çocuğa karışıp kendi hayatlarını yaşamışlar bir çay kahve gazoz ve bilumum meşrubattan bu periyede ısmarlamamışlar hatta telif hakkı bile vermemişler bu da bizim perinin çok ağırına gitmiş ve iyilik perisi olduğu için intikamınıda alamamış kendisini hiçe sayanlardan o yüzden çok sinirlenmiş ve olduğu yerde zıplamaya başlamış hiç durmadan zıplamış zıplamış zıplamış ve o uzun boylu peri çok terlemiş gidip duşa atmış kendini fakat o ne su ile temas edince çevresinde ne varsa büyümeye başlamış suyu kapatmak için musluğa ali yetişemeyecek kadar cüceleşmiş cüceleştiğinin farkına ancak aynaya bakınca varmış faka aynaya bakması ile kafayı yemesi bir olmuş çünkü delirmiş .Sonra o kadar kişiye üstüme vazife olmadığı halde iyilik yaptım düştüğüm duruma bak bu bana revamı şimdi demiş.Bundan sonrada iyilik yaparsam banada peri demesinler deli desinler cüce desinler başka birşey desinler diyerek ormandaki evine doğru giderken karşısına kırmızı başlıklı kız çıkmış ve perimiz hadi kızım işine hade başka kapıya demiş sonra gitmiş uyumuş Sonra gizli dosyalardaki ajan mulder ve skuly gelmiş periyi uyurken bulmuşlar dondurup kavanoza koymuşlar yetkililere teslim etmişler .. Pis peri kimbilir insanların başına ne çorap örecekti rivayetlere göre o peri hala newyork ta bir bankanın gizli kasasında uyanmayı bekliyor
     
    OĞUZKHAN bunu beğendi.
  9. OĞUZKHAN

    OĞUZKHAN Guest

    Yeni kelimelerimiz :D

    Aslan
    Ada
    Keçi

    Roman çıkar bunlardan :D
     
  10. Ülkelerden birinde gariban bir aslan yaşarmış Bu aslan o kadar fakirmişki cebinde beş kuruşu yokmuş ve işsiz olduğu için kimse ona iş vermezmiş hadi aslanım başka kapıya madem işin yok bize işsiz adam lazım değil deyip kapı dışarı ederlermiş . Bu aslanın ağırıa gidermiş ama elindende birşey gelmezmiş sonuçta koskoca aslan hemde kral gel zaman git zaman aslan başka memleketlere gitmiş ve yolu Türkiyeye düşmüş hemen pasaport ve vize işlemlerine başlamış soluğu Türkiyede almış ve sonunda araya araya iş bulmuş Turizmciliğe başlamış Turist rehberi olmuş daha önceden internete girerek Türkiye hakkında bir Türk ten daha fazla bilgiye sahip olmuş bu da rehberlik yaparken çok işine yaramış kendi memleketinde dışlanan iş bulamayan o gariban aslan gitmiş yerine neşeli şenşakrak yeni bir aslan gelmiş SSK+YOL+YEMEK+AKBİL+KONTÜR ve yol masrafları tastamam ödeniyormuş ....Bir gün zengin turistlerin olduğu çok büyük bir kafile gelmiş bu kafilede şımarık zenginlerde varmış .bazıları ayyy bu aslanmı bizi gezdirecek iğrenç demiş ama paraları yanmasın diye fazla ses çıkartamamışlar ve kafileden ayrılamamışlar Aslan hiç bozuntuya vermeden görevini yapmış tarihi ve turistik yerlerimizi gezdirmiş arada çaktırmadanda o şımarık zenginleri mideye çerez misali indirmiş Turist ler demişlerki . Baba biz birazda deniz ve adaları görmek istiyoruz bir gemi tutup ada turunada çıkalım ne olur ne olur diye aslana yalvarmışlar aslanda peki demiş neyse uzatmayalım tekne kiralanmış ve Eğe kıyılarındaki adalara rotayı doğrultmuşlar 12 adalar vs vs işte neyse ordaki Türk Adalarına dürbün ile bakarken Aslanın gözüne bir sürü Keçi takılmış Allah Allah yaw bu denizin ortasındaki kuş uçmaz kervan geçmez adada bu keçilerin işi ne olaki demiş kendi kendine yani normal değil keçilerin yaşayacağı doğal bir ortamda yok töbe töbe demiş Bu keçileri acaba birimi kaçırdı falan diyede düşünmüş .Şimdi tekneyi Adaya yaklaştırıp şu keçileri tek tek yakalayıp yersem Haram olur demiş sonra araştırmı bu keçiler kimin diye tabi sora sora bağdat bulunur yanlış hesap bağdattan döner gibi atasözlerimizide bildiği için gitmiş o keçilerin sahiplerini bulmaya Turistlerden de müsade istemiş siz burda bekleyin ben hemen geleceğim bi saniye demiş .Yüzerek sahile çıkmış ve konuşacağı birilerini aramış bir balıkçıya rastlamı ve sormuş - Selamun aleyküm Ağa şu karşı adadaki keçiler sahiplimi acaba ?Diye sormuş balıkçı başını kaşımış kafasını önüne eğmiş evet ağam sahipli ama bizim milletin değil karşıdaki yunan adalarından getirip buraya bıraktılar Adayı sahiplenmek istedikleri için burada bizim keçilerimiz otluyor adada bizim diye Hayal kuruyorlar kendi aralarında demiş Aslan tamam durum anlaşıld ben olaya el koyuyorum bundan sonra mademki Türkler kendi memleketimde Dışlanmışlığımı bana unuttardular benide kendileri gibi görüp bana güvendiler ve bana Ekmek paramı kazandırdılar bende onların yaptığı bu iyiliği karşılıksız bırakmayacağım demiş balıkçı ile vedalaşıp bi saniye deyip ayrıldığı turistlerin yanına iki saat sonra dönmüş ve acıktığı için bütün turistleri yemiş sonra teknenin Rotasını adaya çevirmiş tekneyi havaya uçurmadan önce ufak tefek malzemelerini ve Türk Bayrağını almış adanın en yüksek tepesine Türk bayrağını Dikmiş kendine birde kulube yapmış ordaki keçiler ile beraber kardeş kardeş yaşamış sadece keçi sütü içerek ve ot yiyerek Sonsuza kadar mutlu olmuş . Gel zaman git zaman yetkililerin Adada olan olaylardan ve aslanın yaptığı hareketten haberleri olmuş o zaman bu aslana bir aile kuralımda orada yaşasın demişler ve dişi aslan bulup adaya bırakmışlar ve 40 gün 40 gece düğün olmuş Bu olay M.S olmuştur ve Hikaye tarihi belgelere dayalı olarak yazılmıştır.Tek sorun bu olayın tek canlı şahidi ben ve ...... arkadaşlarım dı . Şu an o adada keçi de yok aslanda yok ama Türk adası olarak sonsuza kadar kalacak ___